Şakşakçılarla Yapılabilir Yanlış


İlk defa üniversite yıllarımda bir konu üzerine dile getirdim "Yapılabilir Yanlış" sözünü. Sağ olsun öğretmenlerimin de taktirini almıştım. Peki nedir yapılabilir yanlış? Yanlış olduğu alenen ortada olmasına rağmen, taraf olma sığlığıyla, toplumsal yansımaları görmeden yanlışı/durumu/olayı/sözü güzellemeye gayret etmek, kabullenmektir.
***
Ne acıdır ki "her taraf olan kişi" bir diğerini bununla suçlamaktadır...
Peki yok mu arada bağımsız karar verecek, verdirecek sarsılmaz gerçek?
Var elbet, ister dinimizden gidelim ister yasalarımızdan, var.
***
Şimdi gelelim yerel meseleye,
Hizmet etmeyi "masraf etmek" sanan bazı belediyeler,
Kültür, sanat, bilim, tarih veya spor alanlarında neler yaptılar?
Ulusal siyasetten dem vuran muktedirler,
Geçiniz hamaseti!
Hiç Atatürk gibi düşündünüz mü?
"Görevinizi" Mustafa Kemal ufkuyla ele aldınız mı?
Bu gün 30 Ağustos Zafer Bayramı ey başkanlar, Yüce Yaratıcı aşkına, bu güne dair ciddi bir makale okuduğunuz oldu mu? Geçtim kitabı..
***
Dostlar, sert değil derdim ben!
Vatandaşın yüreğinde olanım...
Çünkü;
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" diyor,
Ama gel gör ki Sunay Akın'ı gibi bir derinliği Tekirdağ'a getiren muhteremler, ev ev duyuru yapmak, bütün imkanları kullanmak yerine,
Getirdik mi getirdik, yaptık mı yaptık, siyasetinde kaldılar.
***
Dedik ya dostlar,
Siyasa, derinlik işidir. Bilgi, birikim, yöntem, kültür ve aydınlık işidir.
Dükkan yönetir gibi, herkes bu gün işe gelmiş mi diye belediyede dolanmak değildir.
Hele hele kamu imkanlarıyla gezmek,
Her huzurda 
"Yol, su, sel
Gel de bana oy ver" demekle hiç olmaz.
***
Olmaz, olanların hiç biri olmaz!
Ama insanın etrafını şakşakçı menfaatçiler veya itaatkar görüntücüler sararsa, olur. Sonra başkanlar da ne iş yaptım be, havasında dolaşır.
Ama
Hoca Ahmet Yesevi'nin nesli
Hacı Bektaş-ı Veli gibi gelir
Mevlana Celaleddin Rumi gibi söyler
Pir Sultan Abdal gibi hesabını, alasıyla sorar...
O gün bazıları, eşeğe ters biner de göçer...

 

Not: Sıradaki yazı başlığı "Kazandık Kutladık Peki Anladık mı?"