VİCDAN SEÇİMİ


    YSK’nın verdiği karara göre İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yeniden yapılacak. Aynı zarfa dört oy pusulası koyan seçmen, üçünü doğru yapmış birisinde hile var. Yani aynı seçmen, aynı sandık kurulu, aynı YSK üçünde doğru birinde AKP’nin oylarını çaldı. Hiç olur mu böyle şey? Derseniz. mevcut iktidar döneminde oluyor, bunun yanıtı.
    Sözü dolaştırmadan söylersek ve açıktan 82 milyon yurdum insanının gözünün içine baka baka, uygar dünyanın gözünün içine baka baka, bir hak gaspedildi. Milyonlarca seçmen iradesi yok sayıldı. Bunun aksine çocukları dahi ikna edemezsiniz. Cumhuriyet tarihinin ürkütücü bir taplosudur. Ülkemizde pek çok olumsuzluklar zamanla yaşanmış olabilir, seçimler yönünden böylesi bir garabet ne görüldü, ne duyuldu, ne de yaşandı.
    Bu yönetim ve adalet dağıtma makamındakilerin, görevlerini kötüye kullanması, haksızlığı meşrulaştırması, dahası tek adamla yönetilmenin ve sonuçlarının kılıfsız göstergesidir. Hakkın gasp edilmesinde acaba halk ne der? Duygusu yoktur. Acaba dünya bu garabete ne der? Duygusu yoktur. Halkın iradesini gasp ayıptır, günahtır, sokağa çıkacak halimiz olsun, halkın yüzüne bakacak gözümüz olsun duygusu yoktur. Ne gariptir ki her fırsatta dinsel ögeleri ön plana çıkaran iktidar, hayır, mübarek günler de ramazan ayının ilk günlerinde bu garabeti halka reva görmüştür. 
    Kazanalım, yeter ki kazanalım, ötesi hiç önemli değil anlayışı ile hareket edilmiştir. Her türlü etik değer hiçe sayılmıştır. Vicdanlar yaralanmıştır. Hatta toplumun vicdanı kanatılmıştır. Ekrem İmamoğlu’nun hakkı göz göre göre, eğip bükerek, hiçbir hakka, hukuka, yasaya dayanmadan mazbatası elinden alınmıştır. Doğrusu mühürsüz oyların kullanıldığı 16 Nisan refarandumunda da benzeri olayı yaşamıştık. Aslın da ülkenin saygın hukukçuları başta sayın Prof. Dr. Sami Selçuk ve diğerleri hepsi de her fırsatta 16 Nisan refarandumunun yok hükmünde olduğunu söylüyor. Anlaşılan yok hükmünde yönetiliyoruz. Yani bu iktidar bunu hep yapıyor.
    Şimdi İstanbul’da bir seçim yapılacak. Artık İstanbul’un değil Türkiye’nin seçimidir. Artık bir vicdan, hak, hukuk, uygarlık seçimi yapılmaktadır. Büyükşehir Belediye Başkanlığı olayının çok ötesindedir. 
    Vicdan denen nesneyi anlayamazsak bu seçimde doğru karar veremeyiz. Evrende tüm hukuk otoriteleri vicdanları ile karar verirler. Bizim YSK hariç. YSK sarayın emriyle karar veriyor. Karış karış kalınlıktaki hukuk kitapları yasaları, anayasaları, yargıçların vicdanları ile harman olarak uygar kararlar veriyorlar. 
    Ünlü hikayedir çoğumuz biliriz. 18. Yuzyıl Alman hükümdarlarından Frederick The Great, bugun kendi adıyla anılan sarayını yaptırırken, sarayın bahçesinde bulunan ve artık o saray kadar ünlü yeldeğirmeninin de istimlak edilmesini ister. Değirmencinin vermemesi üzerine teklif edilen para artırılır, ancak değirmenci yine reddeder. Sinirlenen kralın gönderdigi "zorla alırım" mesajına ise değirmenci, hukukçuların bir onur belgesi gibi duvarlarına asmasi gereken o ünlü yanıtı verir: "Alamazsın! Berlin'de hakimler var." Hukuk devletinin felsefesini özetleyen bu söz, yaklaşık 2 yüzyıldır bütün dünya da bir adalet göstergesine dönüşmüştür.
        İstanbullunun alın teri, vergisi belgelere göre 847 milyon lirası cemaatler ve iktidarın yandaş kuruluş ve vakıfları tarafından paylaşılmaktadır. İktidar böylesi bir rant kapısını kolay vermeyecektir. Ancak halk da gerçeği görmüştür. Alın terlerinin İstanbul için harcanmasını isteyecektir. Halk bunun küçük bir örneğini tatmıştır üstelik. Yıllardır 85 TL’ye aldıkları öğrenci akbil biletlerini 40 TL'den almaya başlamıştır. Halkın aklı, vicdanı, adalete sahip çıkma duygusu galip gelecek yine İmamoğlu kazanacak ve gerçekten “Herşey çok güzel olacak.”