YİTEN DEĞERLERİMİZ


        Ahlak; “insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü.” Diğer bir tanımla; “Kişide huy olarak bilinen nitelik; iyi ve güzel olan nitelikler.” Sözlük anlamı. Çoğu zaman bu “İyi ve güzel” huylarımızı büyüklerden geçmişimizden alırız, kültürel olgunlaşma gibi erdem ve değerlerle, kişilik ve nitelik kazanırız. Son dönemde bu erdemleri ne kadar koruyabiliyoruz. Çevremizde nelere tanık oluyoruz. Topluma örnek olması gereken insanlar nasıl örnek oluyorlar? Bakalım.
         Her iktidar kendi ahlaksal, toplumsal ve etik değerlerini de birlikte getirir yada yaratır. Günümüzde bu değerlerin yaratılması ve korunması iç açıcı değildir. 
         AKP Milletvekili Metin Külünk, Habertürk Tv’de Balçiçek İlter’in yayınladığı programda “17 Aralık’la insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildi. Günahları ortaya saçarak Allah’ın hududuna müdahale ediliyor.” demiştir. Şaka değil aynen böyle demiştir.
          Adıyaman’da yayın yapan Mercan Tv spikeri AKP Milletvekili Mehmet Metiner’e soruyor. AKP’ye “Aile Kalkınma Partisi” diyorlar ne dersiniz? Metiner; “Biz inançlı insanlarız değil mi? Cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede ne okunur; 'akrabalarını koru kolla' der." 
        Spiker; “Sizin yaptığınız bu mu oluyor?” deyince. “Vallahi sen Allah'ın ayetine bile karşı geliyorsan ben sana ne diyeyim" yanıtını vermektedir. Mizah yapmıyorum, yolsuzluğa ayet kılıfı geçiriyor. Kendinden emin bir şekilde.
       Ensar Vakfın’da 45 erkek çocuğa tecavüz edilmiş ve eleştiriler üzerine; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz.” 
       Peki İstanbul BB tarafından bu çocuklara tecavüz edilen vakfa aktarılan para ne kadar? Tamı tamına 28,7 milyon lira. Kamu yararına dernekler sınıfında yer alan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bir kuruş yardım yok. Üstelik bu dernek yıllarca, binlerce kız çocuğunu okutup yetiştirmiş bir tek sorun yok. Atatürkçü Düşünce Derneği’ne de bir kuruş yardım yok. 
        Diğer taraftan Başbakanlık ve TBMM başkanlığı yapmış sayın Binali Yıldırım İstanbul seçimlerinde “Oyları çaldılar” diyor. Spiker sıkştırıyor, belgesi var mı? Nasıl çaldılar? Gibi soruları peş peşe sıralayınca “Canım ben onu siyaseten söyledim" demektedir yani buradan anlıyoruz ki siyaset=yalan anlamına geliyor. Siyaset yapmak için yalan söylemek meşrudur anlıyoruz.
        Yazdıklarımızı günlük basını takip edenler zaten biliyor. Biz doğamız gereği muhalif sınıfa giriyoruz. İsterseniz bu iktidarı canla başla destekleyen fakat umduğunu bulamayan aynı mahallenin yazarlarına bakalım ne diyor?
           Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, “Zalimlere yardım etmeyin, ateş size de dokunur” başlıklı yazısında dikkate değer ifadeler kullanıyor. Dilipak yazısında AKP’yi eleştirerek, “Aile dağılıyor, gençlerin hali felaket. Demek ki, sadece bakanlıklar kurarak, yasa çıkartarak, ‘din ve ahlak KÜLTÜRÜ’, ‘DEĞERLER eğitimi’ ile olmuyormuş bu iş!” ifadelerini kullanmıştır. Dahası; “O din zannettiğimiz birçok şey din değildi...Bizi destekleyen medyada ahlak yerlerde sürükleniyor... gerçek şu ki, para, şöhret ve makam ahlakımızı bozdu. Bunu beklemiyorduk... Dönüştürmeyi düşünürken dönüştürüldük. Ava giderken avlandık. Biz de ötekilere benzemeye başladık.”
            Artık yandaş yayın organları ve kalemşörleri de itiraf ediyor ki; Mevcut iktidar kendi ahlakını ve toplumsal değerlerini kendisi yaratmıştır. Toplumsal olarak 17 yılın sonunda geleceğimiz nokta buysa, yazık dünden kaybetmişiz.