Say! Bin Kadar


Sağ baştan saysan binn,
Sol baştan saysan bin.
Bu derde mazhar olan der,
Ey nefsim!
Olimpos kadar kadim, 
Melemen olsa nasıl yersin.
...
Zikrindir fikrin, fikrinde tekrar eder akli melekelerin!
Bin kelam etsem sır ilen, eğlenir cahil kibrin!
Sır içine sır eylesem Hakk kelamı, 
Hakk buyurdu cahil dalga geçer, 
Budur nizamı!
...
Vay Şeriati,
İlmi siyaset ile desek olmaz, demesek dini et!
***
Bakıp da görene kör, görüp de bakana ŞAH denir!
Velhasıl,
Bin cahil kadar kamildir
Sözü, ağzında olanlar!
***
Yani dedi ki;
İlkokul çağında, en fazla ortaokul çağında öğrendiği “8+1 oy” bilgisiyle şekillenen “duygu ve düşünce dünyası”yla ömrünü tüketen insanların zırtapozluğundan Tengri’ye sığınırım!
Mendeburun, gördüğü büyük saçmalıktan!
Elle gelen düğün bayram diyen Aristo’dan(!)
Soğansız melemen yapan Kant’tan
Bin cahil kadar kamil, verilene, verilere kendin verenden
Sığınırım çârdarb miskinliğine,
***
Tamam tamam bin cahil kadar kamil olanlara laf çakacağız diye sözü uzatmayalım.
Demem o ki canlar, Aristo’ya varmak ise dileğiniz
Kant gibi birleşmek ise
Einstein kadar az bilgi/veriye sahipken YÖNTEM sahibi olmak ise
Kur’an-ı Kerim’in dediği gibi cahilin dalga geçen bataklığından, kurtulmak ise
Evren dönerken yücelmek,
Bulmak kendini,
Tanımak ise!
Seni gördüğün gözle, görmekse kendini
Hem sen hem sende sensiz olanın birliğine hasıl olmak,
Tekleşmekse cümle cihanla,
İnsanı Kamil olmaksa, halin!
Sevmek, 
Gülmek,
Dinmek ise duygunun ateşinden,
Boş ver hastalığı, eyle şifayı...
***
2022 kutlu ve mutlu olsun!
Olsun!
Ol!
O!
...
(yazam mı yene)