Tekirdağ/Millet ve Liyakat


Tekirdağ'da büyüyünce,
Millet olmanın, "Türk Milleti" olmanın ne olduğunu çok iyi anlarsınız. Temel olan millet olmaktır. Bir olmak, iri olmak ve diri olmaktır. Hal bundan ötürü, Atatürk ilkeleri Trakya'nın mayasında, suyunda, toprağında kendiliğinden vardır. Özündendir...


Siyasete gelince,
Çözülmeyi "Toplumsal çözülme"nin ne olduğunu çok iyi anlarsın. Temel olan küçük olsun benim olsundur. Bin olmak, küçük olmak, hasta olmaktır esas olan. Siyasa ilkeleri muhteremlerin "dilinde, sözünde, konuşmasında" vardır.
Siyasa konusunda pek muktedir olan siyasetçilerimiz, siyaset yapmayı bilmediklerinden midir bilinmez, yönetim kısmında, sorunlarla karşılaşmaktalar.


***


Şimdi Gelelim Tekirdağ Yereline
Aylarca Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve Çerkezköy İlçe Belediyesiyle defalarca görüşme yapsanız dahi çözüm bulamazsınız. 30 yıllık evinize "sosyal demokrat belediyecilik anlayışı"yla yapılan yol ve kaldırımlar "sayesinde", yüzlerce metre ana caddeyle sokağın yağmur suyu, dolar.

 

Buna karşın, "liyakat esasına göre işe alınan kişiler", inatla size sorununuz olmadığını ifade eder. Resmi olarak evinize ve bahçenize 1 yıldır sel basmamaktadır, derler. Resmiyet çok önemli...

En son mesajlarında
"İstiklal caddesinde yağmursuyu hattı mevcutta bulunmaktadır. Ayrıca kaldırım ve bsk çalışmaları yeni yapılmıştır." ifadelerine yer verirler.

Retorik yapacaksak,
Söz konusu yağmur suyu hattı iki karışlık, bir giderliktir ki cadde ve sokağın bağlantı yerinde, üst kısımda olması gerekirken, alt kısımdadır. Faydasızdır...
İlmi siyaset ifadesiyle, mühendislik harikası bir eser olsa da...


Ayrıca yeni yapılan bir icraattan bahsediyor. Oysa benim ne ilk ne de en son başvurumdan bu yana söz konusu yere, tekmeyle bile müdahale yoktur! Hangi birim "resmiyetle" yerinde inceleme ile çalışma yaptı, bilinmez.


İşin sündürme kısmını bir yana bırakırsak,
Bu konu neden bu kadar önemlidir?
Sayın okur, tarihten bu güne Tekirdağ işleriyle, insanıyla ve toprağıyla derman, güzellik ve berekettir. Burada en büyük sorunlar konuşularak hallolur. Hak, haklıya verilir. Hakkı veren de hakkı alanda dost dost yaşar.


İnsanlar birbirini anlar, el uzatır. Merak ettiğim konu, topu bir birine atan, liyakat esasına göre işe alınmadığını sandığım söz konusu personel, çok mu aranmıştır?


Yoksa dedikodular doğru mudur?
Hakikaten Tekirdağ'da "mikro milliyetçilik" denilen "makro bölücülük" mü yapılmaktadır?


Eğer öyle ise:
Yazıktır, günahtır, zulümdür...
Anadolu'nun doğusunda doğmuş bir vatandaşın, "Öz Vatanı" "Öz toprağı" olan Tekidağ'da huzurla yaşama hakkı elinden alınmaktadır. Öz vatanında parya denir ya işte tam da budur.
Elbette, bence dedikodular doğru değildir.


Ve fakat,
Bir sosyolog olarak, öğretmen olarak ifade etmeliyim ki söz konusu personelin üç slayt nosyonuna göre değil, kültürel hayata göre, derinlikli bir kurumsal öğretimden geçmeleri gereklidir. (Bu konuda ücretsiz olarak kendilerine derste verebilirim!)


Çünkü Anadolu'nun Trakyası,
Çünkü Tekirdağ'ın ANASI kadınlar ve büyüttüğü çocuklar, Anadolu'nun doğusunu da batısını da bir sayar.
Her "vatandaşın" derdini derdi sayar...
"Doğudan", yurdun diğer yanından gelmiş çocukları yağmurda, karda ve soğukta 5-10 dakika daha uzak olan evlerine yollamaz! Kendi evlerinde öğlen arasında doyurur.
"Üzerine vazife"dir ya mefhum
İşte Tekirdağ insanı, anasını babasını tanımadığı çocukları, çocuğu bilir, MİLLETTİR bakar...
Çünkü o çocuklar Vanlısı, Muşlusu, Karslısı, Bingöllüsü, Ağrılısı, Antalyalısı, Trabzonlusu, Aydınlısı ve Ankaralısı "Vatan Yerlisidir".


Yani sorun,
Bir asfalt meselesi değil bir yol meseledir. Bu yolun korunması gerekir! Bu kültürün yaşaması gerekir!...
İnsanın cidden içi acıyor...
Velhasıl;
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak'da Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay'da, kimsenin ekmeğiyle oynamaz. Trakyalı olamamış "kültürüyle" oynar...
Sorunun kişi değil fikir olduğunu, pek tabi bilirler...
Can bulması umuduyla...