Tek Yol Devrim!...


Noldu? 

''Ahanda Hayri Varol gominiz oldu!'' dediniz değil mi?

Yok, mesele öyle değil. Ezberlerinizdeki ''devrim''den değil kastım.

Kelime manası, inkılâp ya da ihtilâl, bir durumdan başka bir duruma geçiş, evrim, dönüşüm, olan devrimden bahsediyorum.

Evet, Türkiye'nin bugünkü durumundan evrilmesi, dönüşmesi gerekmektedir. 

Güzel ülkemiz maalesef ki bugün bir siyasi çıkmazın, ekonomik bunalımın, kültürel yozlaşmanın, bilimsel kısırlığın, üretimsel bitmişliğin, ilmi tükenmişliğin içerisine düşürülüp, çırpınıp durmaya mahkum edilmiştir. 

Bu durum elbetteki siyasetin, iktidarı ve muhalefetiyle siyasi erklerin  yaratmış olduğu bir durumdur. Ne iktidarlar ülkeyi düşürdükleri durumdan imtina etmişler, ne de muhalefetler gidişatın yönünü değiştirme gayreti içerisinde bulunmuşlardır.
Siyasi partiler en büyük mücadeleyi kendi içlerindeki yarışlarda vermişler, liderler ve etrafları koltuklarından olmamak adına memleketin asıl sorunlarından uzak kalmışlar, yerlerini korumak uğruna aralarındaki rekabeti belli bir ölçüde tutmuşlardır.

Sonuç: Çalkalanan bir ülke, bunalan bir millet!..

Çözüm: Dönüşüm, evrim, inkılap, devrim!

Ammaaa; Milliyetçi bir devrim, milliyetçi bir yenilenme ve dönüşüm!

Hatta, Türk milliyetçiliğidir, tek çözüm!

Türkiye bugün milliyetçilikten, Türk milliyetçiliğinden çok çok uzaklaşmıştır. Bugün, siyasal ümmetçilik hakimdir. Geçmişte, batıcılık, Amerikacılık, kendimcilik, bizcilik, bencilik gibi akımların etkisiyle milliyetçilikten uzaklaşmıştır ve milliyetçilikten uzaklaştığı için bugünkü tıkanıklık yaşanmaktadır.

Ve, bugün Türkiye'nin, milliyetçi, Türk milliyetçisi bir siyasi partiye ivedilikle ihtiyacı vardır. Bu alan boştur.

AKP'nin her türlü, her renk, her model gömleği denedikten sonra milliyetçilik gömleğiyle piyasa yapmaya çalışmasına zaten kimse inanmadığı için çok üzerinde durmak istemiyorum, dolayısıyla bu partinin milliyetçi bir parti olmadığını anlatmaya çalışmak bir zaman kaybından öte bir durum değildir.

CHP fabrika ayarlarının çok çok uzağındadır. Altı okun bir tanesi olan milliyetçilik maalesef bugünkü CHP'de bir mana taşımamaktadır. Özellikle son yıllarda, yönetim kadrosuna ve politikalarına baktığımızda, Türkiye'nin ve Cumhuriyet'in kurucu partisi olduğu gerçeğine ne kadar ters düştüklerini görmekteyiz. 
Zira, sosyal demokrasiyi, insan hakları savunuculuğunu, laikliği, ulusçuluğu, çok çok başka mecralara taşıdıklarına üzülerek şahit olmaktayız.

MHP bugünkü gerek genel yönetimi, gerekse yerel teşkilatları açısından çok kısır, fikir üretimi yapamayan, etki oluşturamayan, gündem belirleyemeyen bir konumdadır. Genel yönetimi içerisinde ve milletvekilleri arasında, bu manada bir vizyon geliştirebilecek, politika üretebilecek tek bir isime dahi rastlamak oldukça zordur. Olsa bile, partinin genel politikaları milliyetçilikle paralel olmadığı için, hiç kimse lideri aşıp, gündem dışı bir harekette bulunamaz.
Yerel teşkilatlar ise son parçalanmalardan sonra çoğunluk olarak kalifiye diye tabir edilen kadrolarını kaybetmiş, sırf tabelalar asılı tutulsun diye bir çok yerde alakasız insanlara görevler verilmiştir.
Bilimsel bir milliyetçilik yoktur, Sadece slogan ve sert söylemlerle bir zemin edinmeye çalışmaktadırlar.

İYİ PARTİ, iyi esmiş, ama rüzgarı bekleneni getirememiştir. Geniş bir yelpaze oluşturacağız düşüncesiyle her önlerine geleni partiye dahil etmişler, tabansızlarla yola çıkmışlar ve ilk dönemeçte de bunun olumsuz sonuçlarıyla yüz yüze gelmişlerdir. Bu olumsuz sonuçlar partiyi yavaşlatmış, parti tam manasıyla kendisine gelip, gür ve net bir şekilde milliyetçilik yapamamıştır. Çünkü, halen partinin bir çok kademesinde derdi milliyetçilik olmayan, tatlı su balıklarıyla doludur ve bu saatten sonrada bu damarı yakalayamayacaktır.

Hal böyle olunca, ülkenin siyaset arenasının milliyetçilik alanı boş kalmıştır.

Buna karşın, ülkenin ihtiyacı olan ise milliyetçiliktir.

Milliyetçi ekonomiye, milliyetçi üretime, milliyetçi sanayiye, milliyetçi eğitime, milliyetçi tarıma, milliyetçi siyasete, milliyetçi düşünceye, milliyetçi adalete, milliyetçi hukuka acilen, tüm bunları programına koyacak ve hayata geçirecek milliyetçi bir partiye çok acilen ihtiyaç vardır!

Atatürk gibi düşünen bir lidere, üst dereceden yokluklarla mücadele ederek TBMM'yi kuran, o cefakar, vefakar mebuslar gibi çalışacak parti yöneticilerine daha çok acil ihtiyaç vardır!

Böyle bir devrime, çok çok çok acil ihtiyaç vardır!

Yaşasın devrim!.. Yaşasın Türkiye!.. Yaşasın Türk Milleti!..