SARI YELEKLİLER


           Fransa'da, "Sarı Yelekliler" adı altında örgütlenen yüzlerce kişinin akaryakıt zamlarına karşı protestolarıyla başlayan eylemler başkent Paris'teki Champs-Elysees Caddesi'nde devam ediyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron eylemleri aşırı sağcı gruplarla ilişkilen-diriyor.
           Gazeteci Fehim Taştekin, "Radikal sağ tabanın yüzde 82-85, sol tabanın yüzde 75-77 arasında destek verdiği bir eylemsellik söz konusu. Parti ve sendika flamaları yok ama farklı kesimlerden insanlar var. Her haliyle kurucu düzenin ezberlerini bozuyor" diyerek değerlendiriyor olayları. Petrol konusunda Fransa; Avrupa Birliği Ülkelerinin en pahalısı. Ayrıca yeni vergi planı da bardağı taşıran son damla oldu. Önümüzdeki 1 Ocaktan itibaren dizele 6,5 sent, benzine 2,9 sent ek vergi binecek. Şu an akaryakıttaki vergi payı yüzde 60. 
              Her ne kadar istemler farklı olsa da; Bizdeki Gezi parkı eylemlerini anımsatıyor. Olaylar partiler üstü ve örgütsüz olarak gelişiyor. Bundan sonra farklı istihbarat örgütlerinin olaya karışması ve olayların seyri hakkındaki rolleri zaman içinde göreceğiz. 
               Fransızlar 1789'da "baskıya karşı isyanı" hak sayan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'ni kabul etmiştir. Fakat Fransız Parlamentosu bugün bu haklar konusunda sesi cılız çıkmaktadır. Fransız parlamentosundan beklenen bu değildir. Oysa Fransızlar isyan konusunda geniş tecrübelere sahip bir halktır. 
                Sarı yeleklilerin kurulu düzene karşı umutlarını yitirdikleri anlaşılıyor. Sadece Hükümet, Ulusal Meclis ve Senato değil, parti ve sendikalar gibi örgütlerden de umutlarını kesmiş durumdalar. Geleceğe endişeyle bakan insanlar topluluğu olarak gözüküyor. Sosyal medya üzerinden organize olan "sarı yeleklilere" her siyasi görüşten ve yaştan insan katılıyor.  Ülke genelinde yapılan anketler, toplumun yüzde 70'nin "sarı yeleklilere” destek verdiğini  gösteriyor.
                       Daha adil bir gelir dağılımı isteyen eylemciler, Macron'u  elitist olarak görüyor ve halkın sesine kulak vermesini istiyor.  Macron'un politikalarının büyük işletmeleri kayırdığı ve fayda sağladığını, halkı ise göz ardı ettiğine dikkat çekiyor. "Ay sonunu zor getiren" bu kişiler için Macron’un iklim değişimi ile mücadelesinin pek önemi yok. 
                        Sarı yeleklilerin isteklerine karşı geri adım atan hükümetin, olayları kısa sürede önlemesi pek olası gözükmüyor. Şimdilik Belçika’ya sıçrayan hareketin  Avrupa’nın diğer ülkelerine sıçramasından endişe ediliyor. 
                         Fransa’da gözükenler Kapitalist düzenin çivisinin çıktığını, büyük kitlelerin sorunlarına çare olamadığını, halkın canına tak eden daha fazla sömürü ve yoksulluğun sokaklara taştığını kendiliğinden büyük eylemlere dönüştüğünü gösteriyor. Gelir dağılımı adaletsizliği, sınıflar arası uçurumun her geçen gün daha da derinleşmesi, büyük kitlelerin katılımı ile sokak hareketlerine dönüşebiliyor. 
                        Aslında bu olay Kapitalizmin gözü doymazlığına ve katmerli sömürüsüne “artık yeter” demektedir. Açlık, yoksulluk, sömürünün vatanı olmadığını görüyoruz. Somut talepler karşısında bu çarka karşı olan herkes birleşebiliyor. Yüzde yetmiş gibi halkın büyük kesiminden destek alabiliyor. Haklı ve somut talepler karşısında sağ sol gibi fark da kalmıyor kendiliğinden gelişen eylemlerde. Aş, iş, ekmek, özgürlük tüm insanlığın ortak sorunu. Sarı yelekliler eyleminde yargılanan kapitalizmin gözü doymazlığı ve adaletsizliğidir.