ÇORLU BELEDİYE BAŞKANLIĞI VE SİYASİ EROZYON


        Çorlu’da Belediye Başkanlığı yarışı CHP aday adayları arasında, bütün hızıyla devam ederken, bazı adayların gökyüzüne helyum gazı ile şişirilmiş, balonlar uçurduğunu görüyoruz. Neden helyum gazlı derseniz, helyum havadan hafif olduğu için, ipten kurtulunca balon uzayın boşluğunda kaybolup gider. İlçe başkanlığı ve kadın kolları seçiminde, balonlarının uzayın boşluğunda kaybolduğunu göremeyenler. Şansını milletvekilliği seçiminde denediler. Orada da balonlar, uzayın boşluğunda kayboldu. Bitmedi, Büyükşehir Belediye başkanlığında da helyum gazlı balonlara sarıldılar. Balonlar yine uzayın boşluğunda kaybolup gitti. Biri beş göstermek için bin bir türlü balon uçurup, sandığa yaklaş deyince köşe bucak kaçanlar. Adı demokrasinin varlığı ile anılan CHP de demokrasiye değil de birilerinin kayırmacılığı ile köşe kapma yarışındalar. Pek, halkı ve iradesini kim kayıracak.
        Devam edelim; Yerel Belediye Başkanlığı seçimlerinde ise kendi suretinde çıkış bulamayınca, gölgeleri ile imdat düdüğü çalmaktadır. Uçan Helyum gazlı balonları artık sayamaz olduk. Kuşkum yok ki CHP’nin kıdemli yöneticileri aklı ve bilimi, hayalin ve balonun önüne alacaktır. Çünkü bugüne kadar ki öngörülerimde yanılmadım. Uçan balonlar beni doğruladı. Aklın, bilimin, hakkın abidesi CHP yönetim şurası, zavallı her şeyden habersiz, insanlar kitlesinden oluşmuyor. Çorlu’da çürümüşlüğü, kok musluğu, erozyona uğrayanları, manipülasyonlarla öne sürülen gölgelerini de gördüklerinden kimsenin kuşkusu olmasın.   
        Köşe yazarı olmanın toplumsal sorumluluğu vardır. O köşe daima halkındır. Herhangi bir etkiyle halkın sorunlarını yazamayacak kimse kalemi eline almasın. Bilinçli olarak bir tek yalan yanlış yazmayı ahlak onur ve şeref meselesi sayarım. Sehven veya yanlış bilgilenme sonucu olası yanlışlığı, bilgiyi belgelendiği takdirde anında özür dileyerek aynı köşeden hemen tekzip ederim. Çünkü kalemin namusunu, yüce değer sayıyorum.
KİMLER ÇORLU’YA BAŞKAN OLMAMALI, YA DA BENİM BAŞKANIM OLAMAZ
       *Seçilene kadar halka dökmedik dil bırakmayan, seçildikten sonra halka arkasını dönenler, halka tepeden bakanlar.
       *Halka yalan söyleyen, yalan balonları uçuranlar. İnsan sevgisinden mahrum olanlar.
       *2012 ve 2013 yıllarında bünyeye yabancı, davulcuların önünde dans edenler. Bu anlamda “ilk ve tek ilçe” olmakla övünenler, aynı karenin oyuncusu ve gölgeleri. 
        *Çorlu Tv sunucusu Sayın Ercan Kılıçlı’nın Facebook’taki 2012-2013 yılı rezaletleri ile ilgili video paylaşımın da, bir yorumcunun “Ulan hepiniz oradaymışsınız” yorumuna, var olduğu konumu hesaplamadan, demode olmuşlara yaranmak için, bende oradaydım yarışına girenler. Peki, neredeydiniz? haydi düşünün, davulu kim çaldı, kim dans etti. Sahi hala övünebiliyor musunuz? Ve orada mısınız? Eh, öz eleştiri yapmadığınıza göre.
        *Laiklik karşıtı eğitime omuz verenler. Bu destekle camilerden tebrik pozları verip, öğrenciler arasında ayrımcılık yapıp, laiklikten yana öğrencileri örseleyen, ötelenen duruma düşürenler. 
            *Henüz bitmemiş, bazı özellikleri olan sitenin, dört bir yanında belediyenin otobüsünü dolaştırıp, yine ikinci özel sitede de dikine ve uzun site boyunca otobüs dolaştırırken, Cumhuriyet Mahallesini otobüsten mahrum bırakanlar. Aynı mahallenin körpe yavrularını, çamurda çizmeyle okula göndermeyi içine sindirenler. Her şey bir yana, aynı mahalle halkını, defalarca müracaata rağmen, sokak lambasından mahrum bırakanlar. Israrcı olunca halkı azarlayanlar. Sahi özel sitenin etrafındaki, yaya kaldırımını kedimi yedi? Vaziyet nedir öyle? Bu bir sorudur.
              *Uğur Mumcu caddesine iki kamyon asfaltı çok görüp, halkı mahrum bırakanlar. CİMER’e halkı şikâyette sıraya sokanlar. Halkı yerel yönetim yerine CİMER’de çare arar duruma sokanlar. Mumcu’nun adına yakışıyor mu? O yol, yıllardır asfaltsız. Yurtseverim diyen gidip bir görsün.
               *Emlak konutlardaki otobüs duraklarında, yüzlerce şikâyete rağmen yolu düzeltmeyip, halka yağışlı havalarda çamur banyosu yaptıranlar. Durağın içine değil de halkı, durağın dışında durmaya, yağmurda mecbur edenler.
               *Çanakçı olmayan, omurgalı duran herkese, her türlü kin ve nefreti reva görenler.
               *Biz köşe yazarı halkın sesiyiz, Sayıştay’ın Konya’da bulamadığı milyarlarca liralık köprüyü de yazarız. Köprü nerede diye sorarız. Sahi Çorlu Çevre Yolu üzerindeki, yeni mezarlığın yolu kayıp filan mı oldu? Şimdilik soralım da ayrı yazı konusu olacak. Diriler bir yana sıra ölülere mi geldi? Demeyi asla arzu etmiyorum. 
                 *Türkiye’de artık 2 defa 2= 4 etmiyor. 3 de olabilir, 5 de. Artık  %5, %95 den büyüktür. Varsayalım %5 sehven yapılmış bir hata, %95 i siler süpürür. O zaman bu vebalı kim omuzlayacak. Bu bir gerçek, kimse bu ihtimali yok sayamaz.
                  *Hepsi bu kadar mı? Diye sorduğunuzu duyuyorum. Haklısınız bu buz dağının gözüken yüzü bile değil. Bu kesit, bana çaresiz kalıp, sorunlarımızı yaz, sesimiz ol, diyen halkın taleplerinden oluştu. Diğer tarafları ise, olmamayı diliyorum ama sakal bıyık tıraşı olursam yazacağım.(!) 
                    Ben inanıyorum ki; Adalet yürüyüşü ile hak, hukuk, adalet duygusunu ülkede perçinlemiş, Artvin’deki saldırıya karşı yiğitçe durmuş. Parti içi rakibini bile ülkenin tek adamı olacak şekilde aday gösterecek kadar asil, ulvi ve yüce gönüllü davranmış, Man Adası ve vergi cenneti adalarındaki yetim haklarına karşı ülkesini savunmuş, miyarları bulan maddi zararları göğüslerken, Türk halkının gönlünde, yüreğinde değeri parayla ölçülemeyecek ödüller almış, aklın, erdemin, güzel insan olmanın, tüm vasıflarını üzerinde taşıyan Sayın Kılıçdaroğlu’nun lideri olduğu CHP’de, hiçbir zaman ayak oyunları, şark kurnazlığı galip gelemeyecek. Hak, hukuk, adalet, erdem, liyakat  gibi yüce değerler egemen olacaktır. 
             Çorlu helyum yüklü balonlara, ranta değil, en çok oyu alabilecek, çürümemiş halkla kucaklaşabilecek, dinamik halkın temsilcilerine bırakılacaktır.