Mustafa Aydınlı

Mustafa Aydınlı

Yarın

AYASOFYA ÇIKMAZI

13 Haziran 2020 - 16:17

       İstanbul'un fethi ile 1058 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu son bulmuş, Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ sürecine girilmiştir. İstanbul'un Fethi, 29 Mayıs 1453 tarihinde Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in, Fatih Sultan Mehmet önderliğindeki Osmanlı ordusu tarafından alınmasıdır. 
       Mayıs ayı sonunda İstanbul da fetih törenleri ve kutlamaları yapıldı. Dünya’nın hiçbir yerinde böylesi fetih törenleri yapılmamaktadır. Fetih bir ortaçağ zihniyetidir. O günün kuralları çerçevesinde meşru olabilir, bugün aynı zihniyeti çağrıştırmak orada, orta çağda kalmak anlamına gelir. 
       Ayrıca şu soru çok önemlidir. 18 yıldır ülkeyi tek başına yöneten iktidarın yeni mi aklına geldi fetih kutlamaları? Fetih kutlaması doğru bir şeyse 17 yıldır, neden yanlış yapıldı?
       Yoksa iktidar sıkıştı, kamuoyunun gözünden düşünce, yeni çıkış yolları için mi böylesi çağ dışı kavramlara sarılıyor? Ferasatına güvendiği kitleleri sanki İstanbul yeni ve kendileri feth etmiş gibi bir algı yaratmaya çalışıyorlar. 
       Unutulmasın ki İstanbul Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir (29 Mayıs 1453). Fakat Mustafa Kemal tarafından da işgalden kurtarılmıştır (6 Ekim 1923) İstanbul’u sahiplenmenin son noktası bu tarihte konmuştur. Lozan anlaşması ile de tapusu alınmıştır.
       Fetih bu çağda işgal ve sömürgecilik anlamına gelir. İşgal ve sömürü yaşadığımız çağın kavramları değildir. Feth edebilirim kavramını meşrulaştırırsan bunun zıttı, feth edilebilirim olgusunu da kabullenmiş olursun ki, ikiside çağdışıdır. Ayrıca tarihçilerin açıklamalarına göre Osmanlı da hiç bir zaman fetih kutlamaları yapılmamıştır. Sadece 1910 yılında ilk defa İttihat ve Terakki tarafından bir tören yapılıyor. Üstelik Abdülhamit Rum Tebayı incitiriz düşüncesi ile bu duruma karşı çıkıyor.
       Cumhuriyet döneminde özellikle islamcı gruplar Demokrat Parti döneminde bu tür kutlamaları silik bir şekilde yapmaya çalışıyorlar. Hatta Adnan Menderes’in bir ara bu kutlamalara katılmadığı batıyı kızdırırız düşüncesi ile vaz geçtiğide tarihi bir gerçektir. Aslında 1934’de Cumhuriyet döneminde Ayasofya müze haline getirilerek, Ortadoks Hristiyanlarla bu tartışma sonlandırılmıştır. Durum çağdaş bir nitelik kazanmıştır.
       Ayasofya cami olarak ibadete açılmalıdır gibi sağ iktidarlar sıkışınca İstanbul’un Fethine ideolojik, hatta kutsi bir anlam yüklemeye çalışıyorlar. Bunu da Hz. Muhammed’in bir hadisine dayandırma gayreti içindedirler. Bazı din adamlarının görüşü Hz. Muhammed’in fetih üzerine hadisi olduğu tartışmalıdır. Ayrıca din bilginleri böyle bir hadisin olduğu konusunda uzlaşmış değillerdir. 
       Geçmişte Osmanlı sınırları içinde olan camilerin şimdi pekçoğu başka ülkelerin sınırları içindedir. Farklı dinler ağırlıktadır. Varsayalım ki onlar o camileri klise olarak ibadete açarsa müslümanlar da ne etki yapar? Saygı göster ki, saygı göresin çağdaş yaklaşım budur. İstanbulun fethi veya kurtuluşu sıkışınca sağ iktidarların ideolojik oyuncağı değildir. Bakınız bir saygın tarihçimiz İlber Ortaylı ne diyor; “Çocuk oyuncağı değildir, politika aracı yapılmamalıdır, tehlikelidir. Bunu karşılayacak gücünüzün olması gerekir. Müzeciler ve tarihçiler buna dikkat etmeli. Cumhuriyet yönetiminin 1934 yılındaki kararına itaat etmeliyiz.”
       Üstelik Ayasofyanın bir bölümü cami olarak kullanılmakta. Oysa topkapı sarayı sınırları içinde kalan Aya İrini kilisesi vardır. Hiç bir zaman da cami olarak kullanılmamıştır. Çünkü orada Fatih’in Hristiyan olan annesi ibadet ediyordu. Yine hristiyan olarak ölen Fatih’in annesi doğduğu topraklara Sırbistan’a gömülmüştür. Fatih orada annesi için bir kilise yaptırmıştır. Ayasofya cami olsun diye feryat edenlere bu gerçeklerden bahsedince dilleri boğazına kaçıyor.
       İktidarın bu feryatlara göz kırptığına bakmayın samimi değiller. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Tekirdağ’daki bir konuşmasında ““Ayasofya cami olarak açılsın diyenlere sesleniyorum. Sultanahmet Camii'ni doldurun, sonra bakarız. Sultanahmet'i doldurmayacaksın, Ayasofya'yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh. Biz ne zaman, neyi, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz.”
       Hal böyleyken “Ayasofya ibadete açılsın” diye feryat etmek ideolojik ve siyasi rant elde etme gayretidir. Zaten İyi Parti oyunu bozmuştur. “Ayasofya toplu ibadete açılmalıdır” diye verdiği önerge, iktidar partisi AKP tarafından ret edilmiştir.
       İktidar için memleketin her sorunu bitti sıra Ayasofya’ya mı geldi? Ayasofya bir dünya mirasıdır. Ayasofya konusu iktidarın bir çıkmazı ve umutsuz çırpınışıdır. Çaresizlik daha neleri gündeme getirecek merakla bekliyoruz.

Bu yazı 729 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum