Mustafa Aydınlı

Mustafa Aydınlı

Yarın

Bektaşi Fıkraları

25 Ekim 2018 - 00:08

       Gündem gergin, sorunlar yoğun, küçük bir tebessüm iyi gelir düşüncesi ile birkaç Bektaşi fıkrası anlatalım istedim;
*
        Avcı Sultan Mehmet bir gün ava çıkarken yolda Bektaşi’ye rastlamış; ama, o gün şansı yaver gitmemiş, hiçbir şey vuramayınca öfkelenmiş; akşama döndüğünde burnundan soluyarak:
- Uğursuzluk Bektaşi’de, demiş, yakalayıp kellesini vurun...
Bektaşi’yi yakalayıp huzura çıkarmışlar, icabına bakacaklar...
Bektaşi, Sultan Mehmet’e demiş ki:
- Padişahım, sen beni gördüğün için bir keklik bile vuramadın, ben seni gördüğüm için kellem gidiyor; söyle bakalım uğursuzluk hangimizde?.. Sende mi, bende mi?..
Padişah gülüp Bektaşi’yi bağışlamış...(*)
*
         Çeşitli tarikatlardan müritler konuşuyorlarmış:
Mevlevi:
- Bizim şeyhimiz Mevlana güneş gibidir...
Nakşi:
- Bizimki nur gibidir...
Rufai:
- Bizimki yıldız gibidir...
Kadiri:
- Bizimki ay gibidir...
Bektaşi susuyormuş, merak etmişler:
- Ya sizinki Erenler?..
Baba Erenler bakmış ki olmayacak...
- Vallahi, demiş, bizimki de bulut gibidir...(**)
*
           Adama sormuşlar;
 -Kaç gün oruç tuttun?
-Hastalığım nedeniyle ancak bir gün oruç tutabildim. Demiş.
Aynı soru orada bulunan Bektaşi’ye sorulunca, hiç istifini bozmadan yanıt vermiş;
-Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!
*
             Bektaşi kafayı çekmiş. Ayakları birbirine dolana dolana, sağa sola, yalpalayarak giden Bektaşi’yi gören komşusu, dayanamayıp laf atmış;
-Hey baba erenler, bu halle sırat köprüsünü zor geçersin.
Bektaşi hiç istifini bozmadan komşusuna yanıt vermiş.
-Geçsem ne olacak? Sanki karşı tarafta mor sümbüllü bağlarım mı var.
(*),(**) İlhan Selçuk köşe yazısından alınmıştır.

Bu yazı 770 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum