Mustafa Aydınlı

Mustafa Aydınlı

Yarın

Bu Formül Değişmeli

16 Kasım 2019 - 23:19

VEFA + SEFA = CEFA
     Demokrasinin en önemli göstergesi, seçimlerin yapılmasıdır. Gerçek demokrasinin olmadığı toplumlarda yukarıdakilerin belirlediği kişilerin seçilmesi istenir. Bu durumda demokratik bir seçimden, gerçek demokrasiden söz edilemez. Olsa olsa atama takviyeli bir demokrasi söz konusu olabilir. Bu süreç, seçilmişlerde takviye yapanlara minnet ve şükran duyguları uyandırır. Burada vefadan söz edilemez. Ancak seçilmişler, bayramlarda ya da başka özel günlerde bir demet çiçekle takviye yapanların gönlünü alıyor, onlara sevgi ve saygı gösteriyor, şükran duygularını ifade ediyorsa, bunu takdir etmek gerekir. Buna vefalı olmak diyebiliriz.

     Vefalı olmak demek vicdanı ile sevmek demektir. Sadakatli olmak ve hoşgörülü bir iyi niyetle yaklaşmaktır. Sözün özü; vefanın temeli sevgi ve saygıdır. Böylesine güzelim bir değeri yadırgamak ilkel bir tutum olur. İnsanlar arası sevgiyi, hoşgörüyü ortadan kaldırmak olur. Takviyeli seçilmişlerin sevgi ve saygı bazındaki vefalarını anlamak, hatta takdir etmek gerekir.

     Vefa sözcüğü bana Yüksek Teknik Öğretmen Okulu'ndaki bir anımı çağrıştırdı. Okulda bir tartışma yapılacaktı. Eskiden bu tip tartışmalar çok yapılırdı. Konumuz, "Ülkemizin kalkınmasında tarım mı önemlidir? Sanayi mi?" idi. Bizim gruba sanayi düşmüştü. Biz tartışmayı açık ara önde bitirdik. Öğünmek gibi olmasın, grup sözcüsü de bendim. Tartışmayı düzenleyen edebiyat öğretmenimiz... Hanım, sonucu açıkladıktan sonra, verimli bir tartışma olduğunu, kendisinin de bu bilgilerden yararlandığını söyledi.

     Tartışma sonrası edebiyat öğretmenimin dikkatini çekmiştim. Aramızda sevgi ve saygıya dayalı güçlü bir bağ oluşmuştu. O zamanlar hocama gazetelerde çıkan yazılarımı ve şiirlerimi götürüyordum. Üzerinde tartışıyor, yorum yapıyorduk. Yine özel bir gününde öğretmenimi bir demet çiçekle ziyaret etim. O an çevresinde bulunan kişilere; “Mustafa benim çok vefalı bir öğrencimdir.” dedi. O sözünden o an müthiş bir haz duymuştum. Sadece sevgi ve saygı çerçevesinde vefa sözcüğü kullanılırsa çok anlamlı ve kıymetli oluyor.

     Vefa duygusu gibi yüce bir değer, vefalılık adı altında, takviye yapanlara bir rant, menfaat olarak geri dönüyorsa bunun adı vefa olmuyor. Karşılıklı çıkar ilişkisi oluyor. Kısacası birbirini ödünç kaşımak oluyor. Vefa duygusu da örseleniyor.

     Son dönemlerde pek çok atama takviyeli seçilmişin ağzından, "Vefa borcumu ödüyorum." "Ben vefalıyım." gibi sözleri sık duyar olduk. Onlar vefa borcunu ödeyince, onların seçilmesini sağlayanlar sefa içinde yaşamaya başlıyor. Böylece vefa, ranta dayalı bir süreç içinde tam bir sefaya dönüşüyor. Bu arada takviyeli seçilmişler vefa borcu altında inlediklerinden, enerjilerini bu borcu ödeme yolunda tükettiklerinden, halkı düşünmek, halkın sorunlarını çözmek gibi toplumsal çıkarlar ikinci planda kalıyor veya ihmal ediliyor. Birilerinin mutluluğu sefa içinde daim olurken, halkı kayırmak Mevla'ya kalıyor. 

     Sonuçta ortaya şöyle bir formül çıkıyor: Seçilmişin vefası + takviye edenin sefası = Masum halkın cefası. Sonuç halkın sefasına dönüşmedikçe, yani sefa süren halk olmadıkça, demokrasi adına söylenen sözler laf-ı güzaftan öte bir anlam taşımıyor.

     Ne diyelim, Allah kimseyi borç yükü altında bırakmasın.

Bu yazı 679 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • D.arslanyürek
    4 yıl önce
    Kapitalizmin ezdiği yoksullaştırdığı toplumlarda vefa çıkara dayalı bir duygu olmuştur Çok doğru söylemişsin