Mustafa Aydınlı

Mustafa Aydınlı

Yarın

SOYADA GÖRE PARTİ ve DEMOKRASİ

15 Nisan 2019 - 00:20 - Güncelleme: 15 Nisan 2019 - 00:31

     Gün geçmiyor ki bir girişimcilik ve yaratıcılık örneğiyle daha karşılaşmayalım. ”Soyadına göre seçmenler düşürüldü” açıklamasının ardından AKP'li Mevlüt Uysal, Büyükçekmece'deki 'seçmen kaydırma' ve 'hayali seçmen' iddiaları üzerine yaptığı konuşmasında seçimlerde usulsüzlük olduğunu belirterek "Burada toplamda 3092 seçmenden baktığımız zaman kaydı düşürülen seçmenlerin de soy ismi tarandığı zaman AK Parti'ye oy veren kişiler olduğunu görebiliyoruz" dedi.
     Hayattayken bunu da duyduk ya, başarı ve yaratıcılığımızla ne kadar övünsek azdır. ‘soyada göre hangi partiye oy verdiğini belirlemek’ şakası yok az-buz bir buluş değildir. Diğer yandan Dünya şu günlerde ABD Ulusal Bilim Vakfı'nın önderliğindeki, dünya çapında 200 bilim insanından oluşan uluslararası ekip, kara deliklerin tarihte kaydedilen ilk fotoğrafını paylaştı. Dünyanın farklı noktalarında eş zamanlı düzenlenen basın toplantısından o görüntüler tüm dünya ile paylaşıldı.
      Demem o ki dünyanın kara delikleri buluşu ile bizim soyada göre şahsın partisini belirleme icadımız hemen hemen eş değerlikli bir buluştur(!) Ne mutlu ki dünyadan geri kalmadık, biz de eş zamanlı olarak siz öyleyseniz, bizde böyleyiz diye duyurduk.
      Neydi pazar günleri seçim yapıyoruz diye, sokağa çıkma yasakları ilan edip bir oy vermek için evlerimize kilitleniyorduk. Bu yeni buluşa göre evlerimizden soyada göre partiler belirlenir oylar sandığa düşer. Oh oh ne güzel. 
      Zamandan kazanırız. Yetmez mükerrer oy kullanma olmaz. Mühürsüz oylarla yok hükmündeki seçimler tarihte kalır. Daha ne deyim ben bu dahiyane buluşu yapanlara, ne diyeceğim? ‘Başın pınar, ayağın göl olsun’ Ey Mevlüt Uysal, insanlığa bu hizmeti yaptın ve tarihe geçtin icadınla. Avrupa bize hayran, Amerika buluşumuzu kıskanıp hasetlik yapıyor. Asya ülkeleri şaşkın, Afrika ülkeleri ancak on yıl sonra anlayıp, akıl erdirirler bu işe.
     Övünerek ifade edeyim ki! Daha önce televizyonlarda uzaktan hasta tedavi etmeye, deve sidiğinden şifa bulmaya, “Cahilin ferasıtına güvenileceğine”, hatta dünyanın düz olduğuna ve dönmediğine dahi profesörlerimiz imza atmış. Yine yanmaz kefen icat eden ve cennete götüren terlik üreten kaşiflerimiz mevcuttu. ‘Soyada göre parti belirleme’ icatlarımızın tuzu biberi oldu.
     Sadece bu konuda değil demokraside de dünyaya parmak ısırttığımızı unutmayalım. Örneğin yerel seçimler yapılalı on beş gün oldu. Tüm ülke oylarını üç saatte saydık, fakat İstanbul’un sadece geçersiz oyları ile Büyük Çekmece’nin ve Maltepe’nin oylarını on beş gündür sayamadık. Dünya bizi izliyor, bizde onlara diyoruz ki “İşte gelişmiş demokrasi böyle bir şey” yani ‘Kılı kırk yarıyoruz’ yeter ki hak geçmesin, her oyu iktidar kazanamadığı sürece üç defa sayıyoruz. Sayarız ne olacak ki ‘oy saymakla dudak aşınmaz’ aksine adil demokrasimiz ‘Dosta düşmana karşı’ perçinlenir(!)
     Bizimki yeni tip demokrasi. Avrupa, Amerika’nın kıskandığı da bu zaten. Sayın Binali Yıldırım “Üç bin oy önde seçimi kazandık” dedi. Sayın İmamoğlu ise 14 bin önde kazandım demesi kabul görmedi. Devletin en tepesinden şöyle bir ses gürledi. “Kimse 13 - 14 bin oy farkla İstanbul’u kazandım havasına girmesin ha” diye bir ses yankılandı. Bunun anlamı üç bin büyüktür, on üç binden. Şükürler olsun yeni demokrasi buluşumuzun, tam da adı budur.  Matematiğe ve demokrasiye çifte katkı, mevcut iktidarın farkı ve katkısıdır. 
     İnanıyorum ki, bilim ve insanlık tarihi mevcut katkılarımızı ‘Altın harflerle yazacaktır’(!)

Bu yazı 904 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum