Mustafa Aydınlı

Mustafa Aydınlı

Yarın

VALİNİN HATIRASINA TOPLUMUN HAKKINA SAYGISIZLIK

17 Ağustos 2019 - 11:53 - Güncelleme: 17 Ağustos 2019 - 12:22

    Değerli dostlar; Bir değerli okuyucum adı bende kalmak kaydı ile bana bazı fotoğraflarla bir mesaj yazmış. “Yazılarınızı severek okuyorum, toplumun ve bizim sorunlarımızı dile getirdiğin için teşekkür ederim. Sizden ricam Harami Ovası’ndaki bizim kadim çeşmemiz Nuriye Cemal (Çerçi Oluğu) girişinden birileri ek yaparak hortumla su alıyorlar. Topluma ait olan çeşmeden, bir tek şahsın yararlanıyor olması doğru mu?) diye soruyor.
    Öncelikle değerli okuyucuma duyarlılığı nedeniyle teşekkür ediyorum. Elbette doğru değil. Toplum için yapılan bir eserden tüm toplum kesimleri yararlanıyor olması, gerekir. Eğer tek bir kişi yararlanıyor ise ilk düşünülen, neden ve neye karşılık? Soruları akla gelir. 
       Aslında bu çeşmenin öyküsünü bilsek, bir defa daha durup düşünmemiz gerekir. Söz konusu çeşmenin tarihi vardır. Gelecek kuşaklara anlatılması gereken, hikayesi vardır. Oralarda doğup büyüyen herkesin, o çeşme ile ilgili mutlak bir anısı vardır. Bunlara sırtını dönmek tarih bilmemezlik, ayrıca vefasızlıktır. Toplumsal hafızanın kayıp olduğu anlamına gelir.
    Kısaca o çeşmeyi 25 Nisan 1933 yılında o günün Çorum Valisi rahmetli Cemal Bardakcı ve yine Rahmetli eşi Nuriye Bardakcı yaptırmıştır. (Her ikisininde mekanı cennet olsun) Tarih bilen, kültür bilen Dedesli’nin aklı erenleri bu iki güzel insana, daima minnet ve şükran duyarlar. Çünkü o çeşmeden yaklaşık 1990’lı yıllara kadar oralarda, Babaoğlu, Hacıbey, Dereköy, Ferhatlı, Eskiören, Akdam, Dut Köyü, hatta Kızılkır, İğdeli köylerine kadar atla, eşekle fıçılarla, seneklerle gelerek içme suyu taşırlardı. 1990'lı yıllarda köylere su geldi orası yol boyunca gelip geçenin ve yine köylerden suyun kalitesi gereği tercih edenlerin kullandığı çeşme oldu. Kısacası tüm toplumun, kadim kamunun malıdır. İstanbul’da Yerebatan Sarnıcı İstanbul için ne anlama geliyorsa, yöre halkı ve köyleri için o çeşme, o anlama geliyor.  
    Eski Çeşmenin üzerinde Nuriye Cemal 25.4.1933 yazmaktadır. Anlamı; Cemal ismi rahmetli Vali Cemal Bardakcı’nın adıdır. Cemal Bardakcı bir gün İskilip’ten atı ile Çorum’a gelirken Dut Köy’lülerin Evci Deresi’ndeki suyu kendi köylerine götürmek üzere kağnılarla taş taşıdıklarını görür. Atını durdurup işin aslını öğrenir. Diğer köylerin su sorunlarının tahkikatını yapar. Suyun bölgede ciddi sorun olduğunu farkeder ve çeşmeyi şimdiki çeşmenin yüz metre ötesinde eski İskilip asfaltı üzerine yapmaya, tüm köylüleri oraya toplayarak karar verir. Çeşmeyi tamamen şahsi parası ile getirdiği için, çeşmenin adı Cemal’dir. 
    Nuriye adı ise Vali Cemal Bardak’cının eşi rahmetli Nuriye Bardak’cıdan geliyor. Şöyleki; Evci deresi çeşmenin şimdiki yerine oldukça uzak, rahmetli Vali’nin şahsi parası yetmiyor, çeşmeyi bugünkü yerine getirmeye, daha yukarıda bir yerde mahsen yaparak, halkın su sorununu öyle çözüyor. Sonra yine atlarına binerek ve eşi ile çeşmeyi gezmeye geliyorlar. Hanımı orada halkın su konusundaki sefaletini görünce “Halk bu sefaleti yaşarken ben bilezik ve gerdanlık takamam.” diyerek, sayın Vali’den altınlarını bozdurmasını ve suyun bugünkü yerine getirmesini istiyor. O nedenle çeşmenin adı Nuriye Cemal’dir. Rahmetli Vali’nin eşinin adını kırmızı mozaikle öne yazdırması ise kadına verdiği değerin ve nezaketinde güzel bir örneğidir. Bölgenin pek çok yaşlısı bu öyküyü böyle bilir, böyle anlatır. Bu toplum böylesi saygı ve rahmetle anacağımız güzide insanlar görmüştür. Mekanları cennet olsun.
    İskilip asfaltının yüz metre öteye yer değiştirmesi ile yakın köylerden bir hayırsever çeşmeyi şu anki yerine ve yol boyuna almıştır. Bunu yaparkende Vali Cemal Bardakcı’nın geride kalan yakınlarına ulaşılarak, onların izni ve rızası ile son derece uygar bir davranışla, çeşmenin yeri, yeni yol üzerine alınmıştır.
    Okuyucumun yazdığına göre çeşmenin girişinden bir uyanık su alıyor. Oradaki ilk hayır demesi gereken kişilerde buna seyirci kalıyor ve hoşgörülü davranabiliyor. Dahası haberi doğrulamak için sorduğumuzda ise yanıt; “Geceleri alıyor, gündüz almıyor kimseye zararı yok” Şeklindedir. Orası Çankırı, Bayat, İskilip’ten bu yana arabaların geçtiği bir yer. Oradan gece geçen bir insanın bile su alamıyor olması, kabul edilebilir mi?
    Çeşmenin ayağından ise gündüzleri kuşlar, geceleri ise sesizliği fırsat bilen tavşan, tilki, kirpi gibi pek çok canlı hayvan yararlanıyor. Bir şahsın bahçesi sulansın diye tüm toplumun suyunu oraya bağlamak ve buna kılıf aramak nasıl izah edilebilir? Aynı hoyratça yaklaşımı, köylerin ortak alanlarını, çeşitli hülle yolu ile kamu yararına değilde, şahıslara peşkeş çekilerek satılmasını, hangi yurtsever duygularla açıklayabiliriz. 
    Unutmayalım köylerde çeşmeler, otlaklar, yeşil alanlar, panayır yerleri, okullar, ibadethaneler gibi bazı yerler vardır ki toplumun hafızasını, tarihini kültürünü oluşturur. Son yıllarda magandaca, görgüsüz, bencil bir yaklaşımla, tüm değerleri umursamayan bir hoyratlık izliyoruz. 
    Su alınan bina 1960’lı yıllarda kara yollarına aitti. Sonra 1970’li yıllarda Milli Savunma Bakanlığına geçti. Harami Jandarma Karakolu olarak yıllarca hizmet verdi. Bu iktidar döneminde de ihale yolu ile satılarak bina şahısların eline geçti. Yani demek istediğim orası karakolken orada askerler varken, halkın suyunu karakola çekmek gibi bir konu düşünülmemişti bile. Askerler halkla beraber sıraya girer, içme sularını oradan alırlardı. Genelde halk askerleri sırada bekletmez, sıralarını verirlerdi ama onlar hep bu nezaketi gösteriyordu. 
    Şimdi ise bir vatandaş çeşmenin girişinden su alıyor. Kısacası alan alıyor, verende izin veriyor. Kimin malını kime ve niçin? Sorusunu sormak hakkımızdır. 
    Kamu malı, toplum malı herkese aittir. Birileri aval aval bakarsa, birileri de çuval çuval götürür. Gerek topluma, gerekse suyu oraya zamanında getirenlere, rahmetli Vali’ye ve eşine saygısızlığa son verilmeli, oradaki ek hortumlar ebediyen sökülüp atılarak, hatta imkanlar ölçüsünde çeşme dahada verimli hale getirilerek herkesin en iyi şekilde yararlanacağı duruma getirilmesini diliyoruz. Konunun takipçisi olacağız.

Bu yazı 1592 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Haydar KURT
    4 yıl önce
    50 yaş üzeri herkesin o çeşmede mutlaka bir anısı vardır 6 köyün Tek içilen suyu orasıydı